Araba (tekerlekli taşıt), yolcu ve yük taşımaya uygun tekerlekli, motorlu veya motorsuz hareket edebilen her türlü kara ulaşım taşıtı. Motorsuz olanlar hayvanlarla ya da insanlar tarafından yürütülür.Çekçekler, el arabaları insan gücüyle yürürken, kağnı, öküz ve mandayla; fayton ve benzeri arabalar at ile otomobil,kamyon vb.motordan aldığı güçle yürütülür.Keçilerin çektiği hafif arabalar da vardır.
Şehirlerarası çalışan o dönemin otobüslerinin, şimdiki gibi karoser hizasında derin bagajları yoktu.
Taşınacak eşya ve bavullar, otobüslerin üzerinde sabitlenmiş metal iskeletli yüklüklere konularak sıkıca bağlanırlardı.
Bu yüklüklere otobüs muavinleri, aracın dışında, en arkasındaki dar, metal tırmanma merdiveni vasıtasıyla çıkarak bavulları olabilen en ekonomik şekillerde uzun uzadıya istif ederlerdi.
Yolculuk arasında inecek olan yolcuların eşyalarının otobüsün üzerinden alınması epey zaman kaybettirirdi.
AT ARABALI ZERZEVATÇILAR: Sokak aralarında at arabalarına estetik bir şekilde dizdikleri türlü çeşit sebze ve meyveyi satan zerzevatçılar vardı.Arabanın en arkasına sabitledikleri bir sebze kasasının üzerine oturttukları iki daralı terazileri olurdu.Bellerine koyu mavi bir para önlüğü bağlarlar ve gömleklerinin kollarını da dirseklerine kadar sıvarlardı.Başlarında kasketleri olurdu. Arabalarında çeşitli türdeki sebze-meyveyi satanları çoğunlukta olmakla birlikte,bazen de (özellikle o ürünün bolluğunun doruk noktaya ulaştığı mevsimlerde) arabalarına karpuz, kavun, elma, portakal gibi sadece tek bir çeşidi dolduranlar da olurdu. 80’lerin sonlarında at arabalarının yerini bir süre kamyonetler aldı,ardından da sokak zerzevatçıları birer-ikişer yitip gittiler.
MİNİBÜS MUAVİNLERİ: Minibüslerin idarî kadrosu, şoför ve yardımcısı olan “Muavin”lerden ibaretti.
Bu şahısların görevi ücret toplamak ve yolculuk boyunca aracın kapısını yarım açıp kapıya asılarak çığırtkanlık yapmaktı.Aracın gideceği hemen tüm durakları bir çırpıda bağırarak sayan ve çoğunlukla yaşları 15-25 arası gençlerden oluşan muavinler, bellerine asılı deri para çantaları taşırlardı. Pratik ve hesapta becerikliydiler. Gözlerinden kaçan yolcu olmazdı.1985’den sonra muavinler yasaklandı ve her minibüste sadece tek bir şoför olmasına karar verildi.
GELİN ARABASI SÜSLERİ:80’li yıllarda evlenme törenleri başından sonuna kadar,zengininden fakirine kadar olabildiğince şaşaalı kutlanması gerektiğine inanılan törenlerdendi. Bu yüzden gelin arabalarının hemen her yeri (kapı tutacaklarından,sileceklerine, çamurluklarından ön kaputun üzerine kadar) süslenmeye çalışılırdı.Gelin arabalarının olmazsa olmaz başlıca süsü ise,otomobilin ön kaputunun ön ortasına oturtulan,gelinlik giydirilmiş oyuncak bir kız bebekti. Aracın ön kapılarıyla ön camı arasına sıkıştırılmış rengârenk iki kurdela iki taraftan üçgen oluşturacak şekilde gerilir ve oyuncak bebeğin bacaklarının arasında sabitlenirdi.Gelin arabasının -şanından olsa gerek-,nikâh törenine gidiş ve gelişinde aşırı sürat yapmasından ötürü,kaputun üzerindeki bebek çoğunlukla yolda savrularak düşer ya da oluşan rüzgârdan yamulur,eciş-bücüş olurdu.
EGZOST BORUSU ÇIKARTILMIŞ OTOMOBİLLER: 1970’lerde ve 80’lerin sonlarına kadar, özellikle gençler arasında Murat-124 marka otomobillerin egzost boruları çıkartılarak sokak aralarında hızla dolaşma modası vardı.Egzost borusu olmayan otomobil çok kuvvetli bir mide-bağırsak gurultusu ile aşırı zorlanarak yellenme sesi arası bir gürültü çıkarırdı.Bu otomobillerin koltukları çoğunlukla koyun postuyla kaplanmış olur ve tavanıyla arka camların iç kısımlarına ağırlıklı olarak mor ya da kırmızı ince lambalar monte edilmiş olurdu. Pioneer marka kasetli teyplerinde sürekli Orhan Gencebay ya da Ferdi Tayfur çalardı. Ön ve arka çamurluklar ise özel kaplama olurdu. Ön camın içine olabilen herşey süs eşyası olarak asılı dururdu. Camın arkasında da o yıllarda moda olan ve çoğu arabada birer tane bulunan, arabanın hareketiyle birlikte kafası sağa-sola titreşen oyuncak bir de köpek bulunurdu. Arabanın turlama esnasında çıkardığı bu enteresan sesin nereden geldiğini görmek için çoğu insanın evlerin pencerelerinden dışarı uzanmalarına yol açan Murat-124 marka otomobillerin 90’larda yollardan çekilmesiyle bu moda da rafa kalktı.
http://www.arabaresim.net/1980-ford-shay-replica-gri-sidemounts-dh-klasik-klasic-classic-eski-arabalar-resimleri-otomobiller-m
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder